Eşler arasındaki kişilik farklılıkları sürtüşmelere sebep olabilir ama bu durumun kaynağı bilinirse sorunlar giderilebilir veya hafifletilebilir. Bu yazı insanları farklı tipten birisiyle evlenmekten caydırma amacıyla yazılmamıştır. Ama böyle bir evlilikte kesinlikle bilinmelidir ki, diğer kişi farklı bir tiptir ve farklı kalma hakkına sahiptir; eşler birbirinin zayıf noktaları üzerinde değil, yetenekleri üzerinde durmalıdır.
Eğer MBTI kişilik tipleri hakkında daha önceki yazılarımızı okumadıysanız aşağıdaki içeriklerimizi okumanızı öneririz.
Kendini Tanıma – Bölüm 1: İçedönüklük- Dışadönüklük
Kendini Tanıma – Bölüm 2: Algısal – Sezgisel
Kendini Tanıma – Bölüm 3: Düşünen – Hisseden
Kendini Tanıma – Bölüm 4: Yargılayan – Kavrayan
Öte yandan bazı araştırmalarda kişilik tipleriyle ilgili uyuma ve etkileşime bakılarak çeşitli eşleşme tabloları hazırlanmıştı. Aşağıdaki tablo da bu tarz çalışmalardan olmakla beraber olumsuz durumu ifade eden sarı ve kırmızı renklerle gösterilen eşleşmelerde bile mutlu ve uzun ömürlü bir evlilik, bu yazıda bahsedeceğimiz hususlara dikkat edilmesi durumunda mümkün olabilmektedir.
Tablo 1. Evlilikte Kişilik Tipleri Uyumu
Kişilik özelliklerinde Algı-Sezgi tercihinin ortak olması bir kadın ve bir erkeğin anlaşmasında diğer etkenlerden daha önemlidir. Şimdi farklılıkların nasıl bir dezavantaj olduğunu ve nelere dikkat edilerek avantaja dönüştürülebileceğine bakalım. Burada özellikle değineceğimiz kısım Düşünce tipi – Duygu tipi arasındaki farklılıklar olacaktır.
EVLİLİKTE İÇEDÖNÜKLÜK – DIŞADÖNÜKLÜK TERCİHİ
Bir evlilikte dışadönük ve içedönük eşler hangisi olursa olsun sosyallikteki farklılık sorun yaratabilir. Dışadönük eşin sosyal istekleri, içedönük eşin özel hayat özlemiyle çatışır. İçedönük eşin iş hayatı sosyal ilişkiler gerektiriyorsa, bu çatışma daha sert olur. İşteki çalışma ortamında bütün dışadönüklüğünü harcayan eş, sessizlik ve yalnızlık için eve geldiğinde, dışadönük eşin dışarıya çıkmak, misafir çağırmak veya sohbet etmek talepleriyle karşılaşır ve hayal kırıklığına uğrar. İçedönük için sessizlik içinde düşünme olanağı çok önemlidir ve eşinin anlayışını gerektirir. Böyle bir ihtiyaç, özellikle açıklanmadığı takdirde, bir dışadönük tarafından katiyen anlaşılmaz. Eşler, karşılıklı olarak birbirlerinin sessizlik ve sosyallik ihtiyaçlarını öğrenirlerse, çoğu kere uyum sağlayıcı ayarlamalar yapabilirler.
EVLİLİKTE DÜŞÜNEN – HİSSEDEN TERCİHİ (DÜŞÜNCE TİPİ – DUYGU TİPİ)
Evlilikte bu tercihte ortaklık sağlamak çok zordur, çünkü toplum içerisinde duygu tipi kadınlar, düşünce tipi kadınlardan daha fazladır; düşünce tipi erkekler de duygu tipi erkeklerden fazladır. Eğer eşlerin ikisi de dışadönük ise bu tercihte ortaklık sağlanma yüzdesi en yüksek düzeye çıkmaktadır. Çünkü bu tercihteki farklılığın olumsuz etkilerini dışadönükler ilişkilerin başında anlayabilirler. Bir düşünce tipinin eleştirileri bir duygu tipinin duygularını incitirse; onun kırgın tavrı da düşünce tipinin canını sıkarsa, daha yolun başında ayrılıp başka ilişkilere yönelebilirler.
“Bir düşünce tipi, kendi yarı aç duygularını besleyen bir duygu tipinin sıcak ve çabuk tepkilerine aşık olabilir.”
Duygu tipi bir erkek, düşünce tipi karısının en çok kriz zamanlarındaki aklı selimine, olası felaketler karşısında soğukkanlılığına değer verebilir. Ama düşünce tipi; küçük şeyleri çok fazla önemsemeyecek, sadece yapılması veya yapılmaması gereken şeyleri söylemekle yetinecektir. Bir düşünce tipi, kendi yarı aç duygularını besleyen bir duygu tipinin sıcak ve çabuk tepkilerine aşık olabilir. Duygu tipi ise her düşünce ve eylemin mantığını anlamaya gayret etmeyecektir.
“Gülüşün uçuşan kelebekler gibi!”
Önemli olan karşılıklı olarak olumlu yönlerin takdir edilmesi ve bunun –romantik bir biçimde olmasa da- söylenmesidir. Bazı insanlar büyük bir rahatlıkla eşlerini ne kadar beğendiklerinin ortada olduğunu, bunu sık sık söylemek gerekmediğini düşünürler. Eğer çok önemli konularda konuşmak zor geliyorsa, küçük noktalarda takdir duygusu belirtilebilir: “Gülüşün çok hoşuma gidiyor.” “Sana şöyle bir bakınca, seninle ne kadar gurur duyduğumu düşündüm.” Senin söylediğin, toplantıda öne sürülen en iyi fikirdi.” “Her zaman insanların hoşlanacağı şeyleri bulmayı başarıyorsun.” gibi… Söylenenler daima hatırlanacaktır.
“Birbirini seven iki insan arasında birdenbire düşmanca tavırlar ortaya çıkabilir.”
Birbirini seven iki insan arasında birdenbire düşmanca tavırlar ortaya çıkabilir ve her ikisi de buna neyin sebep olduğunu anlayamaz. Böyle durumların daha az kırgınlıkla atlatılabilmesi için, sahibi tarafından değil, eşi tarafından görülebilen gölge kişilik hakkında bilgi sahibi olunması gerekir.
“Bir kişinin gölgesinin davranışlarını, o kişinin davranışı olarak kabul etmemek gerekir.”
Jung, bir kişinin gölgesinin davranışlarını, o kişinin davranışı olarak kabul etmemek gerektiğini söylüyor. Bu öğüde uymanın zorluğu bellidir ancak evlilik için çok önemlidir. Eğer bir kişinin gölgesinin davranışları geçerli kabul edilirse, eşi yalnızca kırılmış ve hakarete uğramış olmakla kalmaz, bu duygular onun da gölgesini harekete geçirebilir; sonuçta eşler arasında değil, gölgeler arasındaki bu çatışma yüzünden evlilik zarar görür.
Böyle bir gelişme en ciddi olarak iki duygu tipinin evliliğini etkiler, çünkü gölgenin patlaması sonucu aradaki uyumun bozulması bu tip için en olumsuz durumdur. Ama, ne olup bittiğini bilirlerse, zarar en düşük düzeyde tutulabilir. Birisinin gölgesi patladığı zaman, eşi bunun istenmeyen bir davranış olduğunu fark ederek Jung’ın uyarısını dikkate alabilir. Gölgenin bilinçsiz patlamaları engellenemez, çünkü ne zaman olacağı bilinmez; ama gölgenin sahibi, söylediklerinin yankısını yakalayabilir veya eşinin yüzünden yansıyanı görebilir ve hemen özür dileyebilir : “Özür dilerim, bu benim gölgemdi.”
“Düşünce tipi olanlar, bir insanla evlenmiş olmakla ona verdikleri değeri ortaya koyduklarının anlaşılmasını beklerler.”
Bir düşünce tipi ile duygu tipinin evliliğinde dikkat edilmesi gereken bazı tuzaklar da vardır. Duygu tipleri çok konuşkan olmamaya dikkat etmelidir; insan bir düşünce tipi için kolayca çok konuşkan olarak nitelendirilebilir. Düşünce tipleri bir insanla evlenmiş olmakla ona verdikleri değeri ortaya koyduklarını ve eşlerinin mutluluğunu istediklerini de günlük doğal davranışları ile gösterdiklerini düşünürler; bu nedenle de onlara göre bütün bunları ayrıca söylemek gereksizdir. Örneğin çok çalışan bir düşünce tipi, evden uzakta olduğu her akşam duygu tipi olan eşine telefon açarak ne olup bittiğini sormaktadır, çünkü kendisinin çözebileceği bir sorun olup olmadığını öğrenmek ister. Konuşmanın sonuna doğru duygu tipi olan eş konuyu yarıda keserek sorar : “Bizi sevdiğini söylemeyecek misin?” Düşünce tipi olan eş bu soruya çok şaşırır, çünkü eğer onları sevmese bu konuları merak etmesi için bir sebep yoktur. Bu elbette, mantıklı bir sonuçtur, ama duygu tipi olan eş mantıklı bir sonuç çıkarmak değil bunu duymak istemektedir.
Duygu tipleri, duygularının beslenmesini isterler. Düşünce tipleri ise, duygulardan çok sebep-sonuç ilişkisi ile ilgilidirler. Hata yapmamak için önerilen bir eyleme girişmeden önce muhtemel sonuçlara bakarlar ve bu onlar için yararlı bir tedbirdir. Aynı zamanda, olumsuz bir durumun öncesine de sebebi bulmak için bakarlar. Burada da amaçları yapılan hatayı bulmak ve bir daha yapılmamasını sağlamaktır. Hatayı yapan kendileri ise, bu durumdan yararlanırlar, çünkü hatalı davranışlarını düzeltebilirler. Ama eğer duygu tipi eşlerini eleştiri yoluyla düzeltmeye kalkarlarsa, bu işten kimse yararlanamayacağı gibi, zararlı da çıkabilirler. Duygu tipi eş, düşünce tipinin tahammül edemeyeceği kadar uzun bir savunma reaksiyonu gösterebilir; sonuç, sabrı tükenmiş bir düşünce tipi ile kırgın bir duygu tipi olur.
Düşünce- Duygu tiplerinin evliliğinde düşünce tipi, eşinin davranışlarında gerçekten bir değişiklik olmasını istiyorsa, eleştiriyi tamamen bir yana bırakmalı ve mümkün olan en uygun biçimde olmasını istediği şey için duyduğu ihtiyaç ve özlemi anlatmalıdır. Bu durumda duygu tipi eşin gerekeni yapması için önemli bir neden vardır ve bunu istekle yapacaktır. Duygu tipi için “eşim bunu yapmamdan hoşlanıyor” düşüncesi çok önemlidir. Elbette böyle bir yaklaşım her evlilikte eleştiriden daha olumlu bir sonuç verecektir. Bu tavır bir yaptırım ifadesi değil, çok özlenen bir şeyin olması için duyulan isteğin ifadesidir ve duygu tipi olan eşin bunu gerçekleştirme olasılığı çok yüksektir.
“Ev ortamının rahatlığında düşünme tipinin gölgesinin eleştirileri çok da farkında olmadan ağzından çıkıverir.”
Aslında düşünce tipinin eleştirilerinin birçoğu bir değişiklik sağlamak amacıyla söylenmemiştir. Bunlar bir düşünceden diğerine geçerken dökülen düşüncelerdir. Düşünce tipleri eleştirici tavırlarının farkındadırlar ve sosyal ilişkilerinde, iş hayatlarında davranışlarına dikkat ederler. Ama özellikle, yargısal düşünce tipleri evde kendilerini serbest hissederler. Sıradan eleştiri konuları arasında duygu tipinin arkadaşları, akrabaları, din, politika veya herhangi bir konudaki fikirleri, hatta eşini neşelendirmek için söylenmiş şeyler bile olabilir. Bu abartılı tavırlar içinde söyledikleri kesinlikle doğru değildir. Duygu tipi eş genellikle bu aşırı sertlik karşısında dayanamayıp saldırıya uğrayan konu veya kişiyi savunma eğilimine girer. Bu eğilime kesinlikle karşı konulmalıdır.
Aile huzur uğruna, duygu tipi eş bu tür “sohbet içi eleştiri” konusunda hazırlıklı olmak zorundadır. Bu tavır, aslında düzeltilmesi gereken bir durumun belirtilmesi değildir, sadece düşünme tipinin olumsuz düşüncelerini ifade eder. Duygu tipi eş bahis konusu olan şeyleri ya da kişileri savunmak amacıyla tartışmaya girmemelidir, ama eşine hak veriyor gibi görünmek de istemez. Düşünce tipinin sözleri üzerine gülüp geçmek, fikrini muhafaza ettiğini belirtmeye yeter. “Aslında iyi bir insandır” gibi sıradan bir söz de aynı anlama gelir ve konuyu değiştirme fırsatı yaratır.
“En iyisi her ikisinin de haklı ve ilginç bir şekilde farklı olduklarını görebilmek –ve bundan memnun olmaları olacaktır.”
Bazen düşünce tipi eş o kadar pervasızca eleştiriler yapar ki, duygu tipi eşi, dünyanın sonuna geldiğini sanır. Bu durumda iki olasılıktan söz etmek mümkündür. Birincisi, bir yanlış anlama söz konusudur; düşünce tipi eşin kullandığı ifade, gerçek duygularını yansıtmıyordur. İkincisi ve daha muhtemel olanı konuşan düşünce tipi değil onun gölgesidir. Herhangi bir evlilikte, eşlerin fikirleri arasında tip farklılığı yüzünden zaman zaman çelişkiler ortaya çıkar. Böyle bir durumda eşlerin önünde birkaç yol vardır. Birisi veya her ikisi de, diğerinin farklılığının yanlış olduğunu düşünebilirler; bu diğer eşi yok saymak demektir. Ya da kendilerinin farklı düşünmelerinin yanlış olduğunu düşünebilirler, bu da kendilerini yok saymak demektir ve depresyona yol açar. En iyisi her ikisinin de haklı ve ilginç bir şekilde farklı olduklarını görebilmek –ve bundan memnun olmaları olacaktır.
Kaynak: Isabel b. myers, peter b. mayers, Farklı Tipler Farklı Yetenekler